Derneğimiz LGBTİ Ağı Temsilcisi Hilal Başak Demirbaş LGBTİ mahpusların tek tutulmalarını, tecrite maruz kalmalarını ve Diren Coşkun’un talebini Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği’ne anlattı. Haberi sizlerle paylaşıyoruz.
CİSST (Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği)’ten Hilal Başak Demirbaş, Diren Coşkun’un ölüm orucunun 26. gününde görüşlerini Pembe Hayat ile paylaştı.
LGBTİ+ koğuşu açılmamış hapishanelerde “güvenlik” tedbirleri gerekçe gösterilerek LGBTİ+’ların tekli hücrelerde tutulduğunu söyleyen Hilal Başak Demirbaş, görüşlerini şu şekilde paylaştı:
“Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nin Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne yapmış olduğu bilgi edinme başvurularından birine LGBTİ mahpuslar “ortak kullanım alanı ve sosyal faaliyetlere çıkartılırken diğer hükümlü ve tutuklularla bir araya gelmeyecek şekilde planlama yapılır” denmiştir. Bu durumu göz önünde bulundurduğumuzda diğer mahpuslarla bir araya getirilmemeleri ve diğer mahpusların haklarından faydalanamamaları cezalarına ek olarak tecrite maruz kalmalarına da sebep olmaktadır. Yine müdürlüğün vermiş olduğu başka bir bilgi edinme başvurusunda çeşitli hapishanelerde 1 LGBTİ mahpus olduğunu görmekteyiz. LGBTİ koğuşu açılmamış bu hapishanelerde tek başına tutulmakta LGBTİ mahpuslar. Eğer mahpus ağırlaştırılmış müebbet, siyasi, HIV pozitif ve/veya yabancı uyruklu ise yalnız ve tek kalma olasılığı da artar ve bu da demek oluyor ki Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün planlamasına göre ceza süresince tecrit koşulları ortadan kaldırılmayacaktır.
8 ay boyunca avukat görüşü hariç olmak üzere, kapatıldığı 7 metrekarelik hücresinden dışarıya çıkarılmayan eşcinsel mahpusun başvurusu üzerine Türkiye 2012 yılının Ekim ayında AİHM tarafından mahkum edilmiştir.
Birleşmiş Milletler hapishane idareleri için şöyle önerilerde bulunur: “(Otoriteler) LGBTİ mahpusların ayrımcılığa tabi tutulmaksızın tüm cezaevi etkinliklerine katılımlarını ve bu etkinlikler esnasında şiddet ve tacize karşı korunmalarını sağlamalıdır. Cezaevine yeni giren mahpusların kendilerini tecavüzden ve cinsel saldırıdan korumaları için verilen oryantasyonu da içeren, cezaevlerinde tecavüzü önlemeye yönelik özel programların oluşturulması düşünülmelidir. Bu programlar LGBTİ olan ya da öyle algılanan mahpusların korunmasına yönelik özel unsurlar içermelidir. LGBTİ mahpuslara yönelik özel danışmanlık programları oluşturulmalıdır. Bu türden danışmanlık, entegrasyon, güvenlik, sağlık ve ilgili konulara eksiksiz olarak yönelmeli, özellikle de cezaevine girmeden önce aşağılanmaya, cinsel tacize ve tecavüze uğramış kişilere uygun destek verilmesi sağlanmalıdır.”[1]
Diren’in koşullarının iyileştirilmesi, kaygılarının ve görüşlerinin alınması, LGBTİ mahpuslarla bir araya gelebilmesi, diğer mahpusların yararlandığı haklardan eşit olarak yararlanması, “güvenlik” tedbirlerinin tecrite sebep olmaması ile mümkün gözükmektedir.
[1] Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç ile Mücadele Ofisi (2013:117), Özel İhtiyaçlara Sahip Mahpuslar Üzerine El Kitabı, çev. Ömer B. Albayrak, CİSST, İstanbul.”
19.02.2018
Bir cevap yazın