Kaos GL LGBTİ+’ların İnsan Hakları 2022 Yılı Raporu

Kaos GL, LGBTİ+’ların İnsan Hakları 2022 Yılı Raporunu yayımladı. Hapishanelerde LGBTİ+’lara yönelik yaşanan hak ihlallerinin de yer aldığı rapora ilişkin Yeşil Gazete’nin hazırlamış olduğu haberi sizlerle paylaşıyoruz:

“Kaos GL’nin raporuna göre, 2022’de 15 şehirde devlet koruması altında nefret mitingleri yapıldı. En az 571 LGBTİ+ aktivisti gözaltına alındı. 2022’den LGBTİ+’ların payına ‘işkence’, ‘kötü muamele’, ‘gözaltı’ ve ‘yasak’lar düştü.

2022 İstanbul Onur Yürüyüşü – Fotoğraf: Hayri Tunç

Kaos GL DerneğiLGBTİ+’ların İnsan Hakları 2022 Raporu’nu yayınladı. “Özgürlüğe Yürüyelim” üst başlığıyla yayınlanan rapor, derneğin 2007’den beri sürdürdüğü insan hakları izleme çalışmalarının bir ürünü.

Medyaya yansıyan ihlaller ile Kaos GL Derneği ve ilişkide olduğu diğer sivil toplum örgütlerine başvurular üzerinden hazırlanan rapor, 2022’de LGBTİ+ haklarının durumunu gözler önüne seriyor.

Rapor dün (29 Mart) İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde düzenlenen toplantıyla kamuoyuna açıklandı.

Kaos GL‘den Yıldız Tar‘ın aktardığına göre;  Toplantıda raporun yazarı Av. Kerem Dikmen ve İnsan Hakları İzleme Uzmanı , 2022 yılını ve raporda öne çıkan sonuçları değerlendirdi.

LGBTİ+,

Kaynak: LGBTİ+’ların İnsan Hakları 2022 Raporu

Polis saldırıları ve fiziksel şiddet…

Türkiye’nin son on yılını da değerlendiren rapora göre, 2022 senesi LGBTİ+ hakları açısından “serbest düşüşün” devam ettiği bir yıl oldu. İhlal sayılarına göre en öne çıkan ise barışçıl eylemlerde polis saldırısı ile gözaltına alınma ve buna eşlik eden fiziksel şiddet.

Rapora göre devlet kurumları ve uygulayıcılarının “LGBTİ+’ları kamusal alandan tasfiye etme” politikası ihlalleri yaratan en önemli etmen. Av. Dikmen, bu durumu toplantıda şöyle açıkladı:

“Fark edildiği üzere 2022 yılında LGBTİ+’lara dönük devlet şiddeti kendini en fazla gözaltı şeklinde gösterdi ki bunların 557’sinde barışçıl eyleme polis saldırısının belirleyici olduğunu görüyoruz. Bunun yanı sıra suç eylemi olarak düzenlenmemesine rağmen fuhuş gerekçesiyle evlere yapılan baskınlarda göz altına alınan kişilerin de bulunduğunu belirtmeliyiz.

Kamu görevlileri veya üçüncü kişilerden yönelen fiziksel şiddet de üçüncü sırada. Yargısal taciz 91 LGBTİ+ açısından ihlal yöntemi oldu. Bunlar savcılar tarafından açılan büyük kısmında sanıkların beraat ettiği ceza davaları.”

‣RTÜK’ten LGBTİ+ düşmanı kamu spotu
‣Kaymakamlığın Onur Haftası’nı yasaklama gerekçesi: Küresel güçler, şer odakları! 
‣Başörtüsü ve aile yapısı diyen Erdoğan’ın asıl hedefi: Topluma LGBT’yi soktular 
Van’daki LGBTİ+’lar anlatıyor: Toplum, beni değiştirip dönüştürmek istiyor

LGBTİ+’ların İnsan Hakları 2022 Raporu

Kaynak: LGBTİ+’ların İnsan Hakları 2022 Raporu

Raporda öne çıkan bazı sonuçlar şöyle:

  • LGBTİ+’lar 2022’de 37 günlerini adliye koridorlarında geçirdi. Bunların bir kısmında şikayetçi olarak ceza davalarını, bir kısmında idari davaları, bir kısmında ise Tarlabaşı Toplum Merkezi örneğinde olduğu gibi LGBTİ+ hakları alanında faaliyet gösteren derneklerin davalarını izlemek için adliyedelerdi.
  • Toplanma yasağından performans yasağına; kitap yasaklamadan sembol yasaklamaya; sansürden yayın yasağına dek birçok alanda LGBTİ+’lar hak kaybına uğratıldı.
  • Kişisel bütünlük hakkı ihlallerinin özellikle şiddet kullanılarak yapılan toplu gözaltı işlemlerinde gerçekleştiği tespit edildi.
‣Onur Yürüyüşü’nde işkenceyle gözaltına alınan muhabir Kılıç’a ‘görevi yaptırmamak için direnmek’ ve ‘hakaret’ davası
LGBTİ+ dernekleri Yeniden Refah’ın kapatma talebine tepkili: Dernek kapatınca hareketin gücü azalmaz
Selin Ciğerci’ye tekbirli linç girişimi: Homofobi ve transfobi insanlık suçudur!
  • Gözaltıların yüksekliği beraberinde kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı alanında da yoğun bir ihlal verisini açığa çıkardı.
  • LGBTİ+’lara üçüncü kişilerden yönelen suç eylemleri cezasız kaldı.
  • İfade özgürlüğü ihlalleri en fazla özel etkinlik yasaklarıyla görünür oldu, bunu ise toplantı ve gösteri yürüyüşlerine yapılan kolluk müdahaleleri izledi.
  • 2022’de vali ve kaymakamlar en az yedi genel yasaklama kararı aldı. Öte yandan LGBTİ+’ları hedef alan nefret mitingleri 15 şehirde devlet koruması altında yapıldı.

LGBTİ+,

2: Bu sayıya tablodaki toplanma/örgütlenme hakkı, mültecilerin hakları, bilgi edinme hakkı ihlal sayıları dahildir- Kaynak: LGBTİ+’ların İnsan Hakları 2022 Raporu

  • Haziran ayı onur haftalarının yasaklanması ve kolluk şiddetinin artması nedeniyle en fazla ihlalin gerçekleştiği ay oldu.
  • Nefret söylemi bizzat seçilmiş veya atanmış üst düzey kamu yöneticileri eliyle yaygınlaştırıldı.
  • Barınma hakkı, özellikle evden çalışan seks işçileri bakımından başlıca ihlal konusu olmaya devam etti.
  • LGBTİ+’lara dönük bireysel veya örgütlü yağma eylemleri, mülkiyet hakkı ihlallerine yol açtı.
ODTÜ Onur Yürüyüşü soruşturması: Rektör Verşan Kök’ün çağırdığı polislerden çıplak arama tehdidi, darp…
Öldürdüğü trans kadının kendisine küfrettiğini iddia eden katile ‘haksız tahrik’ indirimi
Komisyon görüşmeleri: Cinsel yönelimin bilirkişisi olarak konuşan ürologdan, vekillerin homofobi yarışına…
  • Ankara ve İstanbul’daki toplu ulaşım sistemlerinde cinsiyet geçiş sürecini hukuken tamamlamamış transların karşılaştığı sorunlar, çözümsüz bırakıldı.
  • Tutuklu veya hükümlü LGBTİ+’ları diğer mahkum ve hükümlülerden koruma adı altında tecrite ve tek kişilik koğuşlara mecbur bırakan infaz uygulamaları; cezaevlerindeki sistematik kötü muamelenin kaynağı olmaya 2022’de de devam etti.
  • Sendikaların toplumsal cinsiyet eşitliği temalı etkinlikleri yasaklandı.
  • Üniversiteler ise eğitim sürecinin ögeleri olan ders dışı etkinlikleri yasaklayarak LGBTİ+’ları ders dışı eğitim süreçlerinde diğer öğrencilere göre ayrımcılığa tabi tuttular.
Bakırköy’de hastanede transfobik ayrımcılık: ‘Yüzünüze bakamıyorum’
İzmir’de transfobik nefret cinayeti
İHD’den LGBTİ+ avına karşı açıklama: LGBTİ+ hakları insan haklarıdır
Hande Buse Şeker davasında yine karar çıkmadı: Sonraki duruşma seneye

Her şeye rağmen ‘özgürlük yolu’nda…

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) ve Kamu Denetçiliği Kurumu’nun (KDK) “insan hakları mekanizması görünümü altında LGBTİ+ varoluşunun ve LGBTİ+ haklarının, temel haklardan olmadığı karşıt anlatısını işlediğini” vurgulayan raporun sonuç bölümünde bütün bu ihlallere rağmen LGBTİ+’ların “özgürlüğe yürüdüğü” belirtiliyor:

“LGBTİ+’lara dönük ihlal raporu, Türkiye’nin insan hakları raporudur ve kısa bir özetidir. Bu kısa özet, önceki yılların ihlal raporlarıyla karşılaştırmalı olarak incelendiğinde görülmektedir ki Türkiye derin bir insan hakları krizi yaşamaktadır, sorunlar artmaktadır ve mağdurlaştırılmış başlıca kimliklerden biri de şüphesiz LGBTİ+ kimliğidir.

Ancak bu ihlallerin artması LGBTİ+ hareketinin kitleselleşerek mobilize olmasına engel olamamıştır. Üstelik bu kitleselleşme süreci, içine diğer toplumsal muhalefet öğelerini katarak gerçekleşmektedir. LGBTİ+’ların hakları konusundaki meşru ısrarı ve inadı, nefret odaklarını asıl öfkelendiren durumdur. Öte yandan Türkiye’nin en muhafazakar kentlerindeki nefret yürüyüşlerine katılım bile belirli bir seviyenin üstüne çıkamamıştır. Özetle baskılar LGBTİ+’ları yıldıramamıştır.”

‣Lubunyalar onurla rak rak rak yürüdü: 373 kişi gözaltına alındı
‣Onur Yürüyüşü’nde yüzlerce LGBTİ+’ya hak ihlali: Fiziksel ve psikolojik şiddet ve diğerleri…

Kaynak: https://yesilgazete.org/lgbtilarin-2022si-evde-iste-okulda-sokakta-hak-ihlallerine-maruz-kalarak-gecti/

Hapsedilme, Cinsel Kimlik ve Sağlık Üzerine

Pembe Hayat’ın Toplum ve Hekim dergisinin Ocak-Şubat 2023 tarihli ve 38. cilt 1. sayısında yer alan Alper Bülbül ve Koray Başar’ın ‘’Hapsedilme, Cinsel Kimlik ve Sağlık’’ adlı Dosya/Derleme makalesini özetleyerek hazırlamış olduğu yazıyı sizlerle paylaşıyoruz.

Bu yazı Toplum ve Hekim dergisinin Ocak-Şubat 2023 tarihli ve 38. cilt 1. sayısında yer alan Alper Bülbül ve Koray Başar’ın ‘’Hapsedilme, Cinsel Kimlik ve Sağlık’’ adlı Dosya/Derleme makalesinden özetlenmiştir.

2020’de yapılan bir çalışmaya göre Türkiye, tutuklu ve mahkum sayısıyla Avrupa ülkelerinde ilk sırada yer almaktadır. Yine aynı yıldaki verilere baktığımızda Türkiye’de toplam 266.831 mahpus olduğu bilinmektedir. Mahpus LGBTİ+ sayısı ise hapishane girişlerinde ya da sonrasında mahpusların cinsiyet kimliği, cinsel yönelimi ve cinsiyet karakteristikleriyle ilgili doğrudan bilgi alınmadığı için bilinmemektedir. 2018 senesinde TBMM İnsan Hakları Komisyonu toplantısında Ceza Tevkifevleri Genel Müdürü tarafından aktarılan ‘’200’e yakın LGBTİ+ mahpus olduğu’’ açıklaması haricinde güncel bir rakam bulunmamaktadır. Ancak 2017’de ABD’de yapılan bir çalışmaya göre genel topluma kıyasla heteroseksüellik dışında bir cinsel yönelim bildirenlerde hapishaneye girme olasılığı 3 kat daha fazla olarak saptanmıştır. Benzer oranlar ergenlerle yapılan çalışmalarda da saptanmıştır. Yine yapılan çalışmalarda trans kadınların trans erkeklerden daha yüksek oranda mahpusluk deneyimi yaşadığına dair veriler mevcut. 

LGBTİ+’ların maruz kaldığı ayrımcılık, damgalanma, nefret söylemi ve ‘’azınlık stresi’’ nedeniyle psikolojik ve bedensel sağlık durumlarıyla ilgili yapılan birçok çalışmadan elde edilen veriler LGBTİ+’ların na-trans akranlarına kıyasla risk altında olduğunu göstermiştir. Toplumsal baskı, homofobi, bifobi ve transfobi kesişimsel olarak ekonomik ve sınıfsal yapının da etkisiyle LGBTİ+’ların gündelik hayatını oldukça derinden etkilemekte; sosyal desteğin daha az olduğu ve hegemonik erkekliğin yaygın olduğu hapishanelerde bu etki çok daha ciddi sonuçlara sebep olmaktadır. Bu nedenle mahpus LGBTİ+’lar gizlenme ve sürekli tetikte olma halinden dolayı süreğen bir stres kaynağına maruz kalmaktadırlar. 

Mahpus LGBTİ+’ların sadece cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimleri üzerinden ciddi şekilde hem diğer mahpuslardan hem de hapishane çalışanlarından şiddete maruz kaldığına dair ABD özelinde birçok anket çalışması mevcut. Bu çalışmalarda trans mahpusların yarıya yakınının şiddet mağduru olduğu ortaya konmuştur. Yine mahpus translar özelinde yapılan bir çalışmada diğer mahpuslardan yaklaşık 13 kat daha fazla cinsel şiddete maruz kaldığı belirtilmiştir. Hapishane personeli tarafından çıplak arama, ayrımcılık, sözlü taciz, fiziksel şiddet, istenmeyen dokunma, cinsel saldırı/tecavüz sıklıkla karşılaşılan diğer şiddet türleridir. 

Türkiye özelinde LGBTİ+ mahpusların kötü muamele ve tecrit uygulamalarına maruz bırakılması, adalet ve sağlık hizmetlerine erişmekte zorluk yaşamaları, insan hakları ihlalleri, beden uyum sürecinde yaşadıkları engeller devam etmektedir. Trans mahpuslar sıklıkla hapishanelere doğumda atanan cinsiyet üzerinden yerleştirilmekte, sosyalleşme ve ziyaretçi kısıtlamalarının olduğu hücrelerde tecrit edilmektedirler. Tecrit uygulamaları ruh sağlığına birçok olumsuz etkisi olan travmatik deneyimlere sebep olmaktadır. LGBTİ+ koğuşu uygulaması yapılan bazı çalışmalarda kişilerin iyilik halleri üzerinde olumlu sonuçlar doğursa da uygun ve koruyucu bir şekilde hayata geçirilmeyen uygulamalar nedeniyle hapishane personeli tarafından daha açık ve görünür bir şekilde şiddet maruziyetini arttırma riskleri barındırmaktadır.

Birçok hapishanede cinsiyet uyum süreciyle ilgi yetersiz eğitim ve yapısal nedenlerle trans mahpuslar cinsiyet kimliğini olumlayıcı yaklaşımlardan yararlanamamaktadır. Sağlık haklarına erişimi kısıtlanan ve hormon, cerrahi, cinsiyet ifadesine uygun giyim ihtiyaçları karşılanmayan transların depresyon, anksiyete ve özkıyım girişimleri vb. birçok olumsuz psikolojik sonuçla karşılaşmaktadır. Tekirdağ Cezaevinde bulunan bir trans kadın cinsiyet uyum sürecine devam ederken cerrahi tedavi hapishane yönetimi tarafından engellenmiş ve sağlık hizmetine erişememiştir. 2018’de yine aynı hapishanede kalan bir başka trans kadın yasal haklarına erişemediği, sağlık hakkının engellendiği ve ayrımcı söylemlerle karşılaştığı için ölüm orucuna girdiğini açıklamıştır. 

BM tarafından devletlerin gözetim ve bakımı altındaki tüm mahpusları koruma ve toplumsal yaşama katılma yükümlülüğü tanımlanmıştır. Keza 2006’da kabul edilen ve 2017’de güncellenen ‘’Yogyakarta İlkeleri’’nde alıkonulma ve hapsedilme sürecinde önlem alma, koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerinden mahpusları yararlandırma yükümlülüğünün devlette olduğunun kabul edilmesi gereklidir. Bu konuda ilgili uzmanların ve LGBTİ+ örgütleri temsilcilerinin dahil edildiği bir süreçle bir politika geliştirilmesi ve bu politikanın yaygınlaştırılıp yerleştirilmesi ve bağımsız denetimle takip edilmesi gerekir. 

Mahpus LGBTİ+ Sağlığı İçin Öneriler:

Hapishaneye kabul edildikleri, kaldıkları ve topluma döndükleri dönemlerle ilgili sağlık ve güvenlikleriyle ilgili özel gereksinim ve risklerin yöneticilerce bilinmesi, her aşamada savunmasızlık ve şiddete maruz kalma riski açısından değerlendirilmeleri

? İlgili uzmanlık alanlarının ve LGBTİ+ örgütlerinin temsilcilerinin de katılımıyla sağlık ve güvenlikle ilgili risklerin giderilmesi için politikalar geliştirilmesi, uygulamaların bağımsız denetiminin sağlanması

? Alıkonulma öncesinde ruh sağlığının değerlendirilmesi ve mevcut belirtilerde olası kötüleşmelerin hızlıca ele alınması

? Kişilerin alıkonulduğu her durumda yerleştirmenin doğumda atanan ya da yasal belgelerdeki cinsiyete göre değil, kişinin beyan ettiği cinsiyete göre yapılması ve bu kararın kişinin tercihleri, sağlığı ve güvenliği dikkate alınarak bireyselleştirilmiş bir şekilde verilmesi

? Kişilerin alıkonulduğu her durumda kullanılacak alan ve imkânların sağlık, mahremiyet ve güvenlik gözetilerek düzenlenmesi

? LGBTİ+’ya özel koğuşların diğer birimlerden eğitim ve destek programları, tedaviler, iş imkânları ve ayrıcalıklar gibi diğer yönlerden farklı olmaması

? Sağlık çalışanı yerleştirme kararına dâhil olduğunda kişinin beyanını dikkate alması, yerleştirme ile ilgili seçenekleri, ruh sağlığına olası etkileri, kişinin tercihleri ve nedenleri gözden geçirmesi

? LGBTİ+’lar yerleştirme ve olanaklarıyla ilgili kararlarda dışarıdaki sosyal destek sistemleriyle ilişkilerini aksatmayacak seçeneklere ağırlık verilmesi, aile, arkadaş ve akran sosyal destek kaynaklarının güçlendirilmesi

? Sağlık çalışanının hapishane koşulları ya da personelin tutum ve uygulamalarıyla ilgili LGBTİ+ mahpusun sağlığını riske atacak etkenler fark ettiğinde müdahale etmesi

? Hapishane veya mahpuslara yönelik sağlık hizmeti sunan tüm çalışanların mahpusların geniş bir çeşitlilik gösteren bedensel, ruhsal ve davranışsal gereksinimlerine karşılık verebilecek bilgi ve beceri ile donanmış olması

? Sağlık çalışanları dışında kalan tüm hapishane personelinin de LGBTİ+’lar da dâhil olmak üzere tüm mahpusların gereksinimleri ve uygun yaklaşım konusunda eğitilmesi, uygulamaların denetlenmesi

? LGBTİ+’ların bedensel ve ruhsal sağlık hizmetine erişimlerinin diğer mahpuslardan farklı olmamasının sağlanması

? LGBTİ+ ile ilgili sağlık eşitsizliği göz önünde bulundurularak bedensel ve ruhsal sağlığa yönelik özelleşmiş koruyucu, güçlendirici uygulamalara yer verilmesi

? Cinsiyet uyum süreciyle ilgili tıbbi değerlendirme ve uygulamaların başlanabilmesi, başlamışsa sürekliliğinin sağlanması, hapishaneden çıktıktan sonra devamlılığının da planlanması

? Cinsiyet uyum sürecinin “Bakım Standartları”na uygun, hapishane koşullarının gözetildiği esneklikle sürdürülmesi

? Hapishaneden çıkıp toplumsal yaşama dönüşle ilgili planlama ve hazırlığın desteklenmesi

? Özel koğuşlara yerleştirme amacıyla, kişinin talebi dışında, aile ve olağan sosyal destek ağlarından uzaklaşmaya kişinin sosyal destek sistemlerini canlı tutmak için karşı durulmalıdır.

? Hapishanede olduğu dönemde kişinin o sırada ve sonrasında destek alabileceği LGBTİ+ hak savunuculuğu yapan sivil toplum kuruluşlarıyla teması, yönlendirilmesi sağlığı açısından koruyucu olabilir.

LGBTİ+ mahpusların karşı karşıya kaldıkları toplumsal ve hapishane ortamındaki risklerin ve öznelerin özgün ihtiayçlarının iyi anlaşılması, hapishane personelinin LGBTİ+’lar konusunda donanımlı ve duyarlı olması, yasa uygulayıcılar tarafından insan hakları temelli, eşitsizlik ve şiddet karşıtı politikaların geliştirilmesi ve bu politikaların denetlenmesi oldukça açık bir gerekliliktir. Uluslararası kılavuz metinler ve diğer ülkelerdeki olumlu örnekler gözden geçirilmeli ve içinde bulunduğumuz koşullar ivedilikle iyileştirilmelidir.

Kaynak: Bülbül, A. ve Başar, K. (2023). Hapsedilme, Cinsel Kimlik ve Sağlık. Toplum ve Hekim Dergisi. 38(1), 43-58. https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=6c5bde70-959b-11ed-866c-fa86b3ec85d4

http://www.pembehayat.org/haberler/hapsedilme-cinsel-kimlik-ve-saglik-uzerine-2847

“Uganda’da LGBT bireylere hapis öngören yasa tasarısı meclisten geçti”

Uganda Meclis Başkanı
Uganda Meclis Başkanı

22 Mart 2023 tarihinde BBC Türkçe tarafından yayımlanan haberi sizlerle paylaşıyoruz:

Uganda’da eşcinsel ilişkiyi suç kapsamına alan yasa tasarısı meclisten geçti.

Parlamentoda alkışlarla kabul edilen tasarı eşcinsellere uzun hapis cezaları öngörüyor. Tasarı, aileleri ve arkadaşlarına eşcinselleri ihbar etme sorumluluğu getiriyor.

Uganda’da eşcinsel ilişki daha önce yasaklanmıştı. Ancak bu tasarı kişileri cinsel kimlikleri üzerinden suçlu ilan etmenin yolunu açıyor.

Cumhurbaşkanı Yoweri Museveni’nin, yasayı veto etme yetkisi var.

Tasarı ile LGBT haklarını savunan kurumlara maddi yardım yapmak, LGBT hakları yanlısı her türlü yayın yapmak da suç kapsamına alınıyor.

Uganda’daki LGBT toplumu, ülkede, kendilerine yönelik fiziksel şiddeti teşvik eder bir hava olduğu uyarısını yapıyor.

Uganda’da eşcinselliği suç kapsamına alan ilk yasa 2014’te gündeme geldi.

Anayasa Mahkemesi, o dönem Cumhurbaşkanı’nın onayından geçen yasayı iptal etmişti. Bu iptali, o dönem Cumhurbaşkanı Museveni’nin Washington’a yapacağı ziyaretiyle ilişkilendirenler de vardı.

Beyaz Saray o dönemki gelişmeler sonrası, Uganda’ya sağlanan fonların bir kısmını kesti.

Aralarında Danimarka, Norveç ve Hollanda ve İsveç’in de bulunduğu bazı Avrupa ülkeleri de yardımları durdurmuştu.

Uganda nüfusunun büyük bölümü Hristiyan. Ülkede yüzde 13 civarında Müslüman nüfus da bulunuyor.

Eşcinsel ilişkiler 30 civarında Afrika ülkesinde yasaklanmış durumda.”

Kaynak: BBC NEWS Türkçe

“‘Eşcinselliği teşvik ettiği’ gerekçesiyle idama mahkum edilen Sareh tahliye edildi”

Pembe Hayat’ın 20.03.2023 tarihinde hazırlamış olduğu haberi sizlerle paylaşıyoruz:

“İran’da  ‘eşcinselliği teşvik ettiği’ gerekçesiyle suçlanarak idama mahkum edilen LGBTİ+ aktivisti Zahra Sedighi Hamedani (Sareh), cezaevinden tahliye edildi.

Sareh, 45 bin dolarlık kefaletinin ödenmesinin ardından 19 Mart’ta serbest bırakıldı. 

İran Lezbiyen ve Trans Ağı olan 6rang haberi sosyal medya hesabından şöyle duyurdu:

“Sareh, nevruz’u ailesi ve çocuklarıyla birlikte geçirecek. Bu, toplum olarak bizim için muazzam bir ilerleme. Kampanyayı ilerletmek için yorulmadan çalışan herkese teşekkür ederiz. Trajedi üstüne trajedi yaşadığımız bir yılın ardından, Sareh ve Elham’ın hapisten çıkması gerçekten de tünelin ucundaki ışıktır.”

2021 yılının Ocak ayında Zahra Sediqi Hamedani (Sareh olarak tanınıyor) Urmiye Savcılığı tarafından “eşcinselliği teşvik etmek”, “Hıristiyanlığı teşvik etmek” ve “İslam Cumhuriyeti karşıtı medya ile iletişim kurmak” yoluyla “Yeryüzünde Yolsuzluk” yapmakla suçlanmıştı. 

Kaynak: https://www.pembehayat.org/haberler/detay/2839/escinselligi-tesvik-ettigirsquo-gerekcesiyle-idama-mahkum-edilen-sareh-tahliye-edildi

Marmara Bölgesi Hapishaneleri 2022 Yılı Hak İhlalleri Raporu

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi tarafından hazırlanan Marmara Bölgesi Hapishaneleri 2022 Yılı Hak İhlalleri Raporu’nda yer alan LGBTİ+ mahpuslara ilişkin bilgileri aktarıyoruz:

“…Adalet Bakanlığı’nın 02.01.2023 tarihli açıklamasına göre ise; toplam 286.797 kapasiteli bu hapishanelerde 341.497 mahpus tutulmakta ve 54.700 mahpus ile %19.07 kapasite fazlası bulunmaktadır. 118.738’i açık, 222.759’u kapalı bu hapishanelerde tutulmakta olan mahpusların; … 200’ü LGBTİ … mahpustan oluşmakta…”

“…Raporumuza temel teşkil eden başvurular; hak ihlallerinin yaşandığı hapishanelerde tutuklu veya
hükümlü bulunan mahpuslarca mektup, faks yoluyla veya mahpus aileleri tarafından telefon, mail veya
derneğe gelmek suretiyle yapılmıştır. Şubemize 2022 yılında 20’ si Marmara Bölgesi
hapishanelerinden olmak üzere 52 farklı hapishaneden toplam 395 başvuru yapılmıştır. … Başvurucuların 2’si LGBTİ… mahpuslardır.”


“…118.738’i açık, 222.759’ u kapalı hapishanelerde tutulmakta olan mahpusların; 200’ü LGBTİ, 13.737’si
kadın, 12.045’i yabancı, 581‘i engelli, 5.765‘i 65 yaş üstü, 2511’i 18 yaş altı/çocuk mahpustan oluşuyor.
Hapiste tutulan özellikle çocuk, LGBTİ, kadın, yabancı, yaşlı, engelli ve politik mahpuslar bakımından
ayrımcı yaklaşım ve uygulamalar devam etmektedir:…”

“ L. L. -03.02.2022 – S. C. G., M. N., M. B., J. B., H. R. – Bakırköy Kadın Cezaevi:

“…Ayrıca, kişiler ve gruplar üzerinde korkutma ve sindirme yöntemleri uygulanıyor. Eğer bir şahıs sayıma geç kalırsa, koğuştaki herkes toplu olarak cezalandırılıyor. Memurların bazıları, mahkûmlara hakaret, küfür, aşağılama, tehdit gibi yöntemler uyguluyorlar. Normal isteklere sert tepki ve dışlama ile karşılık veriyorlar. LGBTİ bireylere ayrımcılık uygulanıyor, onların cezaevinde çalışmalarının önü kapatılıyor. …”

Detaylı rapora ve bilançoya buradan erişebilirsiniz: Marmara Bölgesi Hapishaneleri 2022 Yılı Hak İhlalleri Raporu

Kaynak: https://www.ihd.org.tr/marmara-bolgesi-hapishaneleri-2022-yili-hak-ihlalleri-raporu/

Proudly powered by WordPress | Theme: Baskerville 2 by Anders Noren.

Up ↑