Avşa’nın Mektubu, Translar ve Türkiye Hapishaneleri
“Eşcinsellere iş yurtlarında çalışmak yasak, revir yasak, spor yasak, kütüphane yasak, din hocası yasak, tiyatro yasak, konser yasak, kurslar yasak. Eşcinsellere nefes almak yasak.
Eşcinsellere darp, baskı fiziki, psikolojik baskı, cinsel saldırı, taciz, tehdit, hakaret edilmesi serbesttir…” (Avşa)
Gönderildiği hapishanelerde kötü muamele, dayak, taciz ve tecavüz olayları yaşayan, bunları suç duyuruları ile mahkemeye taşıma cesareti gösteren ancak bu durum karşısında daha boyutlu tehdit ve saldırılarla karşılaşan trans mahpus Avşa, derneğimize (Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği – CİSST) gönderdiği mektupta yaşadıklarını anlattı.
Avşa 2006 yılından beri hapishanede tutulduğunu söylüyor. Çorum L Tipi Kapalı Hapishanesi’nde “taciz, fiziki ve psikolojik baskılar” yaşadığını, bunlarla ilgili şikayette bulunduğunu ancak “cezaevi idaresince darp edilerek, tehdit edilerek” şikayetlerini geri çekmek zorunda kaldığını ve bunun sonrasında “memura hakaretten” kendisine 4,5 yıl ceza verildiğini belirtiyor.
Bu olayın ardından Giresun E Tipi Kapalı Hapishanesi’ne sevk ediliyor Avşa. Burada da saldırılar devam ediyor ve bir infaz koruma memuru (gardiyan) tarafından “nitelikli cinsel saldırı”ya maruz kalıyor yani tecavüze uğruyor. Bu saldırıyı da mahkemeye taşıyor ve Giresun Ağır Ceza Mahkemesi “nitelikli cinsel saldırı”yı gerçekleştiren infaz koruma memurunu 10 sene 6 ay hapis cezasına çarptırıyor.
Tecavüz eden infaz koruma memurunun mahkeme tarafından cezalandırılmış olması Avşa’nın hapishane yaşantısını daha da çekilmez hale getirmiş:
“Ve bu yaşanan çirkin ve tatsız olayın Karadeniz bölgesinde kalmış olduğum bir çok ceza infaz kurumunda bilinmesi ile tarafıma yapılan diğer memurlarca baskı ve tehditleri yüksek makam Adalet Bakanlığımıza dilekçelerimle sunarak belli etmemle tarafımı can güvenliği nedeniyle önce Tokat, Niğde, Gümüşhane ve Bafra infaz kurumuna nakil etmişlerdir.”
Son olarak sevk edildikleri Bafra T Tİpi Kapalı Hapishanesi’nde bir başka trans mahpus ile birlikte bir kez daha cinsel saldırıya uğruyor Avşa. Şikayette bulunduklarında ise “yüzleri tanınmayacak hale getirilerek, tehditlerle vazgeçirilmek” istenirler. 23 Aralık 2013 tarihinde yaşanan bu saldırıya rağmen şikayetlerinden vazgeçmezler. Bu süreçte baskılardan dolayı açlık grevine başlarlar. Avşa bu açlık grevinin taleplerini şöyle anlatıyor:
“Talebimiz sadece darp edilip, taciz edilişimin, her detayı gerek kamera kayıtları ile gerekse de Bafra Devlet Hastanesi’nce verilen sağlık raporları ile gün, saat ve tarih olarak net ve somut olarak belli olan mağduriyetlerimizin sadece incelenerek yüce adaletin yerini bulmasıdır.”
Açlık grevinin ardından Avşa’nın ailesi Adalet Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunarak başka bir hapishaneye sevk edilmesini sağlar ve Avşa Nisan ayı başında Kocaeli 2 No’lu T Tipi Kapalı Hapishanesi’ne sevk edilir. Burada idarenin olumlu yaklaşımı sonrasında açlık grevine son verir. Ancak kendisiyle beraber açlık grevine başlayan trans arkadaşının ne durumda olduğunu bilmemekte olduğunu söylemekte ve yanına sevkini istemektedir:
“Hala Bafra infaz kurumunda tutulan 72 gündür açlıkla mücadele veren kader kardeşim Göksel Önal’ın resmen ölüme terk edildiğini çok iyi bilmekteyimdir (…) bize yardım etmenizi bir an evvel dayağın, tacizin, her türlü şiddet ve tehditin bulunduğu Bafra infaz kurumundaki kardeşim … in naklinin buraya yapılması için dualarımla yardımlarınızı bekliyorum.”
Avşa’nın bu anlattıkları LGBTİ mahpusların hapishanelerde yaşadıklarının bir örneği olarak görülebilir. Ayrımcılık ve kötü muamele bir yana taciz ve tecavüze uğrama riskiniz diğer mahpuslara göre daha da yüksektir. Yaşadıklarınızı mahkemeye taşımaya çalıştığınızda saldırı ve tehditlere maruz kalabilirsiniz. Saldırı ve tehditler bir yana hakkında başvuruda bulunduğunuz personel de “memura hakaret” ve “iftira”dan dava açılmasını ister ve olur da siz tehditlerden yılarak davanızı geri çekerseniz personel ceza almazken siz 4,5 yıl ceza alabilirsiniz. Bu olası sonuçlardan biridir. Diğer bir olası sonuç ise sizin davanızı geri çekmemeniz, bu durumda personelin ceza alması ve “personel dayanışması” sonucu bundan böyle o hapishanede yaşayamayacak duruma getirilmeniz ve “sorunlu mahpus” olarak kodlanmanızdır. Bundan böyle gönderildiğiniz her hapishanede benzer sorunlar yaşarsınız ve açlık grevini tek çıkar yol olarak görebilirsiniz. Avşa’ya yaşatılanlar tüm bu olası sonuçların ispatıdır.
Ayrıca Avşa’nın yaşadıkları üzerinden devletin gündeme getirdiği LGBTİ hapishanesi konusunu bir kez daha değerlendirmek de mümkündür. Avşa’nın maruz bırakıldığı bütün kötü muamele, şiddet, taciz ve tecavüzler hapishane personeli kaynaklıdır. Ve burada görüyoruz ki bu davranışlar karşısında soruşturma açılması için başvuruda bulunan mahpuslar daha boyutlu saldırılara maruz kalmakta, bu saldırılar karşısında Adalet Bakanlığı’nın, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün tek yapabildiği saldırılara maruz kalan mahpusu başka bir hapishaneye sevk etmek olmaktadır. Tek bir LGBTİ hapishanesi söz konusu olduğunda saldırıya uğrayan mahpusu başka bir hapishaneye sevk de söz konusu olamayacaktır. Olası bir kötü muamelede mahpus aynı personelle, aynı koşullarda yaşamak zorunda bırakılacaktır. Yani ayrı bir LGBTİ hapishanesi LGBTİ mahpuslar için çözüm olamayacağı gibi sorunu daha da boyutlu hale getirebilecektir.
Avşa’nın davasının nasıl sonuçlanacağı önemlidir. Ortada ciddi iddialar vardır ve bu iddiaları dile getiren mahpuslar hastane raporlarından söz etmekte, kamera görüntülerinin incelenmesini istemektedir. Bu iddialar karşısında eğer henüz bir soruşturma başlatılmamışsa hızla başlatılmalı ve sorumlular, bu saldırılara sessiz kalan yetkililerle beraber yargı önüne çıkarılmalıdır.
Bu dava süresince sivil toplum örgütlerine önemli görevler düşmektedir. Konuyu gündemde tutmak, takipçisi olmak gerekmektedir. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) olarak konunu takipçisi olacağımızı belirtiyoruz.
Kötü muamele, taciz ve tecavüz failleri ortaya çıkarılmalı ve yargılanmalıdır.
4 Mayıs 2014
Zafer Kıraç – Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Mustafa Eren – Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği Proje Koordinatörü
Not: Avşa, aşağıda paylaşacağımız mektubunun sonunda kendisine yardımcı olunması talebinde bulunmaktadır. Avşa’ya yardımcı olmak isteyenler 0542 336 75 67 numaralı telefonu arayarak ayrıntılı bilgi alabilirler.
Avşa’nın 21 Nisan 2014 tarihli mektubu: